2023 yılı, Türkiye ekonomisi için yeniden şekillenen dinamiklerin yanı sıra dikkat çekici gelişmelerle dolu bir yıl oldu. Küresel ekonomik belirsizlikler, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve iç politikadaki değişiklikler, Türkiye'nin ekonomik görünümüne etkide bulunuyor. Bu süreçte özellikle enflasyon, işsizlik oranları ve dış ticaret dengesi gibi önemli ekonomik göstergeler öne çıkıyor.
2023'ün başında, uluslararası piyasalardaki belirsizlikler, Türkiye'nin ekonomik büyüme oranlarını doğrudan etkiledi. Küresel enerji fiyatlarındaki dalgalanma, enflasyon baskılarını artırarak tüketici harcamalarını olumsuz etkiledi. Yılın ilk çeyreğinde büyüme oranları hedeflerin altında kalırken, yatırımcı güveni de zayıfladı. Türkiye'nin dış ticaret açığı ise giderek büyüyerek, cari açığın daha da derinleşmesine neden oldu.
Enflasyon oranı, merkez bankasının faiz politikalarındaki değişiklikle birlikte artış göstermeye devam etti. Özellikle gıda ve enerji fiyatlarındaki artışlar, hanelerin alım gücünü düşürerek, dar gelirlilerin yaşam standardını tehdit eder hale geldi. 2023 yılının ortalarında beklenen enflasyon oranının %25’leri aşabileceği tahminleri, hem ekonomik araştırmalar hem de yatırımcı beklentileri doğrultusunda gündeme gelmekte.
Türkiye’de istihdam durumu, özellikle COVID-19 pandemisinin etkilerinin azalmasıyla birlikte daha dengeli bir seyir izlemeye başladı. Ancak işsizlik oranlarındaki düzelme hızı, beklenilenin altında kaldı. Genç işsizlik oranları, ekonomik istikrarın sağlanamaması sebebiyle endişe verici seviyelerdeyken, kadın istihdamı da yeterince artmamış durumda. Nitelikli iş gücünün iş piyasasında yer bulmakta zorlandığı bir dönemdeyiz.
Uzmanlar, iş gücü piyasasındaki bu dengesizliklerin, Türkiye'nin ekonomik yapısında köklü değişiklikler gerektirdiğini vurguluyor. Eğitim sektörünün, nitelikli iş gücü oluşturacak şekilde yeniden yapılandırılması gerektiği ifade ediliyor. Gençlerin teknoloji alanında eğitim alması ve girişimcilik destek programlarına yönlendirilmesi, yeni istihdam olanaklarının yaratılmasında kritik bir rol oynayabilir.
Türkiye ekonomisinin 2023 yılı itibarıyla sergilediği performans, elbette sadece iç dinamiklerle sınırlı kalmamaktadır. Dönemsel değişimler ile birlikte, Türkiye'nin jeopolitik konumu ve dış ilişkileri de bu ekonomik tabloyu doğrudan etkilemektedir. Ekonomik sürdürülebilirlik için, hem iç politikada hem de uluslararası alanda daha sağlam adımlar atılması önem arz etmektedir.
Sonuç olarak, 2023 yılı Türkiye için bir dönüşüm yılı olma potansiyeli taşırken, bu sürecin yönetilmesi, ekonomik, sosyal ve politik birçok faktörle doğrudan ilişkilidir. Ekonominin geleceği, bugünkü kararların ve uygulamaların başarısına bağlı olarak şekillenecektir. Türkiye'nin ekonomik büyüme hedeflerine ulaşabilmesi için, daha etkili politikaların uygulanması ve sürdürülebilir büyüme stratejilerinin benimsenmesi gerekmektedir.