Seçil Erzan soruşturmasında önemli bir gelişme yaşandı. Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş ve Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Aydoğdu hakkında hazırlanan iddianame, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mahkemeye sunuldu. İddianamede, Seçil Erzan olayıyla bağlantılı olarak iki üst düzey banka yöneticisine yönelik çeşitli suçlamalar yer alıyor. Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu, "görevi kötüye kullanma" ve "sahte belge düzenlemek" suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı.
Soruşturmanın odağında, Denizbank eski çalışanı Seçil Erzan’ın müşterilere yönelik gerçekleştirdiği ve milyonlarca liralık bir zarara yol açtığı iddia edilen dolandırıcılık eylemleri yer alıyor. Bu süreçte bankanın üst yönetiminin bu eylemlerden haberdar olup olmadığı, gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı ve olayın üstünün örtülüp örtülmediği konularının araştırılması, soruşturmanın ana unsurlarını oluşturuyor. İddianamede, Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu'nun bankanın itibarını ve müşterilerin güvenliğini tehlikeye atacak şekilde sorumsuz davrandıkları ve Seçil Erzan'ın eylemlerine göz yumduklarına dair iddialara yer verildi.
Savcılık, bu iddialar doğrultusunda elde edilen delillerin, Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’nun Seçil Erzan’ın faaliyetlerinden haberdar olabileceğine işaret ettiğini belirtti. Savcılık kaynakları, bankacılık sistemi içerisinde bu tür bir dolandırıcılığın, denetim ve gözetim süreçlerinin etkin şekilde uygulanmamasıyla mümkün olabileceğini vurguladı. Bu kapsamda, bankanın yönetim kademesinin gerekli iç denetimleri yapmadığı ve bu eksikliğin Seçil Erzan’ın dolandırıcılık faaliyetlerini uzun süre boyunca sürdürebilmesine olanak tanıdığı belirtiliyor.
Savcılığın hazırladığı iddianamede, Seçil Erzan’ın, yüksek miktarlarda parayı bankanın bilgisi dışında müşteri hesaplarından çektiği ve bu paraları kişisel çıkarları için kullandığı öne sürülüyor. Erzan'ın eylemlerinin Denizbank’ın müşterilerine büyük bir maddi zarar verdiği ve bankacılık güvenini sarstığı ifade ediliyor. Bu sürecin, bankanın en üst kademesindeki yöneticiler tarafından denetlenememesi ve göz ardı edilmesi, Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’nun sorumluluğu altında değerlendiriliyor. İddianame, bu iki üst düzey yöneticinin "denetim eksikliği" ve "görev ihmali" nedeniyle bankanın ve müşterilerin zarar görmesine yol açtığını belirterek, ağır ceza talepleri içeriyor.
İddianamenin mahkemeye sunulması, finans sektöründe geniş yankı uyandırdı. Denizbank’tan yapılan resmi açıklamada, hukuki süreçlere saygı duyulduğu ve yargının sonucuna göre hareket edileceği ifade edildi. Banka yetkilileri, olayın bireysel bir dolandırıcılık olduğunu ve kurum olarak zarar gören müşteri haklarının korunması adına her türlü hukuki girişimi başlattıklarını dile getirdi. Ayrıca, bankanın tüm çalışanlarının ve yönetim kadrosunun bu konuda iş birliği içinde olduğu ve soruşturmanın şeffaf bir şekilde yürütülmesi için gerekli desteği sağladıkları belirtildi.
Finans dünyasında güvenin temel unsurlarından biri olan iç denetim ve kontrol mekanizmalarının etkin çalıştırılması, bankacılık sektörünün sağlıklı işleyişi için hayati önem taşıyor. Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu hakkındaki bu iddianame, finans sektöründe yönetim sorumluluğu ve şeffaflık konularının ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gündeme taşıdı. Mahkeme sürecinin nasıl sonuçlanacağı ve bu sürecin finans dünyasında yaratacağı etkiler merakla bekleniyor.