Çanakkale, yalnızca tarihi savaşlarıyla değil, aynı zamanda zengin kültürel mirası ve gelenekleriyle de öne çıkan bir bölge. Ülkemizin farklı köy ve kasabalarında yaşayan birçok sanatçı, zanaatkar ve ustalar, "Yaşayan İnsan Hazinesi" unvanına sahip olarak, geçmişten günümüze uzanan değerleri gün yüzüne çıkarıyor. Bu haberde, Çanakkale'nin birbirinden farklı yaşam tarzlarını ve sanatkârlarını ele alarak, kültürel mirasın nasıl korunup yaşatıldığını gözler önüne seriyoruz.
Yaşayan İnsan Hazinesi, bir ülkenin kültürel mirasını oluşturacak şekilde geleneksel sanat ve zanaat bilgisini, becerisini ve geleneklerini kuşaktan kuşağa aktaran bireyleri tanımlayan bir unvandır. UNESCO tarafından oluşturulan bu kavram, geleneksel sanat ve el işçiliğinin korunması ve yaşatılması amacıyla önemlidir. Çanakkale’de de pek çok insan bu unvanı almakta; bu sayede hem kendi yeteneklerini sergilemekte hem de bölgenin kültürel değerlerine katkıda bulunmaktadır.
Çanakkale’deki yaşam kültürü, özellikle zanaat ve sanat alanında birçok usta ile dolup taşmakta. Bu ustalar, geleneksel sanatların yanı sıra, bölgenin tarihle iç içe geçmiş dokusunu da temsil ediyor. Üzüm sarmasından yerel yemeklere, el yapımı seramiklerden geleneksel müzik enstrümanlarına kadar birçok alanda ustalıklarıyla dikkat çekiyorlar.
Örneğin, Yerel sanatçılardan biri olan Halime Yıldırım, babasından öğrendiği geleneksel el dokumasını sürdürmekte. Halime Hanım, el yapımı kilim ve halılarıyla bölgedeki kadınlara da istihdam yaratmakta. "Bu iş, yalnızca para kazanmak için değil; benim köklü kültürümü yaşatmak için de önemli," diyor. Halime Hanım gibi pek çok usta, sadece kendi geçim kaynaklarını değil, aynı zamanda geleneksel sanatların da geleceğini düşünerek çalışıyor.
Bir diğer örnek ise, Çanakkale’nin simgelerinden biri haline gelmiş olan feribot sanatçısı Mehmet Şahin. Denizin ortasında yaptığı ahşap model feribotlarla tanınan Şahin, gençlere, bu mesleği nasıl daha ileriye taşıyabileceklerini öğretiyor. "Hepsi yapım sürecinde birer sanatçı olma yolunda ilerliyorlar," diyor. Mehmet Şahin, kendi yaratıcılığını ve bilgilerini yeni nesillere aktararak, kültürel mirasın sürekliliğine katkıda bulunuyor.
Çanakkale’nin yeşil köylerinde, ustaların belirli dönemlerde düzenlediği atölye çalışmaları da dikkat çekiyor. Bu atölyeler sayesinde, gençler yalnızca teorik bilgi edinmekle kalmıyor, aynı zamanda pratik yapma şansı da buluyor. Geleneksel sanatlardan el sanatlarına kadar birçok alanda çeşitli eğitimler almakta, bu da onların hem kariyerlerine hem de köyün kültürel hayatına aktif bir katkı sağlamakta.
Çanakkale’nin "Yaşayan İnsan Hazinesi" unvanına sahip ustaları, yalnızca geleneksel el sanatları yapmakla kalmıyor, aynı zamanda bölge turizmine de önemli katkı sunuyor. Ziyaretçiler, sahil boyunca yerel pazarları, atölyeleri ve küçük dükkanları gezerek, bu eşsiz kültürü deneyimleme şansı buluyor. Böylece, hem bölge ekonomisine hem de kültürel mirasa geçim kaynağı oluyorlar. Bu ustaların bilgi ve tecrübeleri, bireylerin ve toplulukların öz kimliklerini bulmalarına da yardımcı oluyor.
Kısacası, Çanakkale’deki "Yaşayan İnsan Hazinesi" unvanına sahip sanatçılar, geçmişin zengin kültürünü yaşatarak gelecek nesillere aktarmayı amaçlıyor. Onlar, yalnızca el sanatlarıyla değil, aynı zamanda bu sanatlardaki bilgi ve becerilerinin aktarılmasıyla da Çanakkale’nin kültürel hazinesinin devamını sağlıyor. Her biri, geçmişle bugünü buluşturarak bu özel bölgenin kimliğini oluşturuyor. Çanakkale’yi avuçlarında hisseden bu ustalar, yaşanılan toprakların derinliklerinden gelen ve her nesle aktarılan bir hikaye anlatıyor. Onların eserleri sadece birer sanat eseri değil, aynı zamanda öz kültürümüzün canlı göstergeleridir.