İnsanların uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmek için diyet ve egzersiz yapmaları gerektiğine dair inanç giderek yaygınlaşırken, 100 yaşındaki iki kadın, bu ezber bozan görüşleriyle dikkat çekiyor. Mabel Adams ve Margaret Reed, yüzyılı aşkın bir süredir yaşamlarını sürdüren iki kadın olarak, beslenme ve fitness konularında alışılmadık görüşlerini paylaştılar. Onlar için uzun yaşamın sırrı, stres azaltma yöntemlerinde ve sosyal bağlantılarda yatıyor. İşte, bu iki usta yaşam yolcusunun hayattan öğrendiği dersler ve uzun yaşamın şifreleri.
Mabel ve Margaret, sağlıklı bir yaşam sürmenin en önemli unsurlarından birinin güçlü sosyal bağlar kurmak olduğuna inanıyor. Yaşamları boyunca, aileleriyle ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerinin onlara mutluluk ve huzur kattığını ifade ediyorlar. Mabel, "Arkadaşlarla geçirdiğin zaman, ruhunu besler. Gülmek, konuşmak ve birlikte vakit geçirmek, stresin en büyük düşmanıdır," diyor. Gerçekten de, çeşitli araştırmalar, sosyal bağların arttıkça yaşam kalitesinin ve süresinin de arttığını göstermektedir. Mabel ve Margaret gibi uzun yaşayan bireylerin, sosyal hayata entegre olmaları, yalnız kalmamaları büyük bir etken olarak öne çıkıyor.
İki kadın da aşırı diyetlerin yerine, sağlıklı ama ölçülü bir beslenme tercih ettiklerini belirtiyorlar. Mabel, "Biraz şeker, biraz tuz, ama her şeyde ölçülü olmak gerek. Kendinize yasaklar koymayın; hayatı tadını çıkartarak yaşamak önemli," diyor. Aslında, Mabel ve Margaret’in beslenmesinde dikkat çekici bir nokta, aşırı kalorili veya abartı diyetlerin kesinlikle dışında kalmış olmaları. Her ikisi de, taze sebze ve meyvelerin yanı sıra, doğal gıdaları tercih ettiklerini ifade ediyorlar. Balık, tahıllar ve az işlenmiş gıda ile sade bir beslenmenin, yaşlanmayı yavaşlattığını düşünüyorlar.
Bununla birlikte, Mabel ve Margaret, acele etmenin, günün stresli atmosferine kapılmanın insanların sağlığını olumsuz etkilediğini savunuyor. Her ikisi de, yemek saatlerinde oturup yavaş yavaş yemek yemeye dikkat ettiklerini vurguluyor. "Yavaş yemek, hem sindiriminizi kolaylaştırır, hem de yemeğin tadını çıkararak, besin değerlerini daha iyi almanızı sağlar,” diyor Margaret.
Mabel ve Margaret’in hayat felsefesi, basit ama etkili. Onlar, bir yaşamda en çok dikkat edilmesi gereken şeyin, ruh hali ve sosyal çevre olduğunu savunurken, kendilerini işe yaramaz detaylar yerine, sizi güldüren, mutlu eden şeylere odaklanmaya davet ediyorlar. İkili, anı yaşamanın önemini, hayatın getirdiği tüm zorluklara karşı dayanıklılığın nasıl artırılacağına dair ilham verici bir ders olarak açıkladılar.
Kendi yaşamları üzerinden örneklerle açıklanan bu görüşler, aslında uzun yaşamın sadece genetik faktörler ile değil, aynı zamanda bireysel seçimler ve sosyal etkileşimler ile de doğrudan bağlantılı olduğunu kanıtlıyor. Bugün, daha fazla insanın sağlıklı yaşamın yanı sıra, ruhsal sağlığı da göz önünde bulundurması gerektiği birçok araştırmada vurgulanıyor. Mabel ve Margaret’in hikayesi, herkesin dikkat etmesi gereken bir hatırlatma niteliğinde. Uzun yaşamın sırları genetikten çok, yaşam tarzı ve kişisel seçimlerle ilgilidir.
Sonuç olarak, 100 yaşındaki bu iki kadın, uzun yaşamanın yolu olarak harekete geçmekten ziyade, yaşamdan keyif almanın ve iyi ilişkilerin değerine vurgu yapıyor. Sağlıklı bir yaşam için arayış içinde olanlar için bu bilgiler, belki de en önemli kılavuz olacaktır. Unutmayın, sağlıklı ve uzun bir yaşamın sırrı sadece diyet ve egzersizde değil, aynı zamanda ilişkilerde ve kendi mutluluğunuzu bulma yolunda gizli.